Bilimsel ve teknolojik gelişmeler beyni anlamamız için bize çok yardımcı oldu. Özellikle son yarım asırda, öncesinde beyine dair bilinmeyen birçok şey bilinir hale geldi. Fakat yine de beyin ve nasıl çalıştığı ile ilgili herşeyi çözmüş değiliz. Belki de bildiklerimiz, beyin hakkındaki gerçeklerin yanında bir hiç. Durumun böyle olması beni beyin hakkında daha fazla meraklı kılıyor. Fakat merakımı gidermek için konu ile ilgili akademik kaynaklara başvurduğumda iki sorunla karşılaşıyorum. Benim anlayacağım seviyede sığ olan kaynaklardaki bilgiler beni tatmin etmiyor, derin kaynakların derinliği bana fazla geliyor ve o kaynaklarda da bilginin uygulaması ile ilgili çıkarımlarda bulunamıyorum. Durum böyle olunca bende kendi beynimi kendimce keşfetmeyi deniyorum ve bunu çok seviyorum. Bunu şu şekilde yapıyorum. Çok sıkı bir hafızam olmasa da düşündüklerim ve hissettiklerimle ilgili hafızam hiç fena değil. Bir yanda da notlar alarak yaptıklarımı (okuduklarım, izlediklerim, tanıştığım insanlarla ilgili yorumlarım, vb.) biraz detaylıca biriktiriyorum. Bu yaptıklarımın beynimi keşfetmeye yetmeyeceğini bildiğim için ekstra olarak yaptığım başka şeylerde var. Bunlardan bir tanesi gözlem yapmak.
Geçenlerdeki matematik dersimiz sırasında bir ara işlemde 5 ile 99’un çarpımını bulmamız gerekti. Bunun için dersi veren öğretim üyesi normal olarak 5 ile 99 u çarptı. 5*99 = 495’i bulmaya çalıştı ve bunu düz olarak 5*9 = 45 elde var 4 5*9=45 ve 4 ü ekle şeklinde yaptı. İşlemi bu şekilde yapmasının ona o anda iki dezavantajı oldu. Bunlardan bir tanesi ara işlemi uzattığı için sonrasında ne yapacağını tekrar düşünmek zorunda kaldı ve doğruluğundan ilk anda emin olamadı, işlemi tekrar gözden geçirdi. Öğretim üyemiz işlemi yaparken aslında bu işlemin çok daha kolay bir şekilde yapılabileceği aklıma geldi. 99 yerine 100-1 yazarsak 5*100 – 5*1 düşünmesi , hesaplaması ve doğruluğundan emin olunması çok daha kolay bir işlem ve zihnide diğer işlem kadar yormuyor.
Sonra bu durumu etrafımdaki, ilgisini çekebileceğini düşündüğüm insanlara anlattım. Onlara ilk olarak 5*99’un nedir dediğimde onlarında ilk tepkisi direkt olarak onları çarpmak oldu.
Konu basit bir matematiksel bir ifade olduğunda verdiğim örnek çok hafif kalabilir. Çünkü sonuç aynı sonuç çıkacak ve bu konuyu düşünmek, sadece işinizi kolaylaştırır.(İşi kolaylaştırmakta büyük bir faydadır ama sonucun doğruluğunu tehdit etmez.) Fakat hayat matematik gibi mi ? Hayatta gittiğin yol, sonucu etkilemez mi ? Hayatta gittiğin yol matematiğe göre çok daha fazla önemlidir. Çünkü hayatta yolda giderken öğrenirsin, yaparsın, yaşarsın.
Yol seçmeden önce iyi düşünmeliyiz ve düşüneceğim konu hangi yolu seçmeliyim sorusundan önce nasıl düşünmeliyim konusu olmalı! Felakete giden kararları alan insanlar aptal oldukları için, yeterince planlamadıkları yada “kurnaz” olmadıkları için felakete gitmiyorlar! Onları felakete götüren, felaketi planlamaları oluyor. En iyisi siz beyninizi çalıştırarak çalıştırın!
Konu ile ilgili doyurucu bilgi ve açıklamaların bulunduğu kitap:
Yaratıcı Dehanın Sırları – Micheal Michalko
Faydalı olabilecek blog yazıları: