Sosyal medya çok kısa bir sürede hayatımızın çok önemli bir parçası oldu. Sadece markalara ve ünlülere değil, artık devlet adamları ile de bu platformlar ile bağlantı kurabiliyoruz. Bağlantılı olmak ile iletişimde olmak arasındaki farklar temelde bizler için büyük riskler barındırsa da (konu ile ilgili Shery Turkle’nin “Connected but alone ?” isimli bu TED videosunu izlemenizi tavsiye ederim.) sosyal ağlarda olmamızın temel motivasyonunu anlamak hepimiz için çok önemli. Bu konuda The Beans Group’un yakın zamanda gerçekleştirdiği bir araştırma, gençlerin sosyal medyadaki davranış motivasyonlarını anlamımıza çok yardımcı olacak şekilde.
İngiltere’de gerçekleştirilen araştırmaya göre, öğrencilerin %24’nün Google + hesabı varken, twitter kullananların sayısı %45 ve facebook kullananların sayısı %97.
Facebook’u neden kullanıyorsun sorusuna verilen yanıt çok önemli. Araştırmaya göre öğrencilerin büyük bir çoğunluğu arkadaşları ile chat için facebooku kullanıyor. Markalar hakkında bilgi sahibi olmak yada fırsatlardan haberdar olmak isteyenler çok düşük bir grup. Rakamlarla neden öğrenciler facebook kullanıyor sorusunun yanıtı şöyle:
Facebook’un en ciddi kullanılma sebebi arkadaşlar ile chat. Burada benim dikkatimi çeken iki nokta var.
1-) İnsanlar arkadaşları ile konuşmak istedikleri bir platformda markaların aşırı agresif ve “rahatsız” edici kampanyaları yolda yürürken sorulan “İngilizce eğitim ?” sorusu ile aynı anlamı taşır. Bu noktada belirlenen sosyal medya stratejisi çok önemli.
2-) Facebook öğrenciler arasında ciddi bir oranla en fazla kullanılan sosyal ağ olmasını chat özelliğine borçlu dememiz yerinde bir tespit olur. Burada chat’in facebooktaki hacker kültürünün bir ürünü olduğunu hatırlayanlar vardır. Kurum kültürü yaratmak, daha da önemlisi yaşatmak bu yüzden çok önemlidir. Facebooku başarılı kılan yarattığı kurum kültürün yarattığı üründür. Sadece ürünler yaparak başarılı olmayı bekleyemeyiz, kültürler yaratarak ve yaşayarak ancak gerçek başarıya ulaşabiliriz.
QR Koduda önemli konulardan bir tanesi. Bu konu ile ilgilide öğrencilerden gelen, dikkat çeken sonuçlar var. Örneğin araştırma yapılan öğrencilerin %9’u hiç QR kodu görmemiş. Birçok dergi ve gazetede QR kodu bulunmasına karşın bu oranın %9 olması bize QR kodunun ne olduğunun bilinmediğini düşündürebilir. Ayrıca katılımcılardan %61’i QR kodunu gördüğünü fakat kullanmaya soğuk baktığını söylerken, sadece %25’i QR kodunu gördüm ve kullanabilirim demiş. Bu verilere göre QR kodu teknolojisinin aslında çok tercih edilebilecek bir teknoloji olmadığını söyleyebiliriz.
Sonuç olarak sosyal ağlar hemen hemen hepimizin bir şekilde içinde bulunduğumuz bir mecra. Bir çoğumuz bu mecrayı arkadaşlarımız ile “bağlatı” kurmak için kullanıyoruz. Araştırma yapmak veya bilgilenmek için sosyal ağları kullanma konusunda zayıfız. Araştırma yapmak için en fazla kullandığımız araç Google. Hem facebook’un bing ile çalışmaları hem de google’ın Google plus platformu ile birlikte, gelecekte araştırma ve bilgi edinmek için de sosyal ağları kullanabiliriz fakat şu anki alışkanlıklarımız bundan biraz uzakta.